Çoğu Sakız Esasen Plastiktir ve Ağzınızı Mikroplastiklerle Doldurur

0
41
Çoğu Sakız Esasen Plastiktir ve Ağzınızı Mikroplastiklerle Doldurur

Sakız Çiğniyor Musun? Belki de Plastik Yiyorsun, Hem de Her Gün!

Ağzına attığın o minik şeyin içinde ne olduğunu hiç merak ettin mi? Hani şöyle el alışkanlığıyla kasadan çıkarken aldığın, dudak kenarında kıpır kıpır oynattığın, bazen sinirini yatıştırmak, bazen de nefesini tazelemek için çiğnediğin… Sakız. O küçük keyif anı, aslında düşündüğünden çok daha karanlık bir gerçeğin maskesi olabilir. Çünkü artık biliyoruz ki: Çoğu sakız, aslında birer mikroplastik bombası.

Tatlı Bir Yalan: “Şekersiz” Değil, “Plastikli”

Market raflarındaki o parlak ambalajlar, sana tazelik ve keyif vaat ederken, aslında sana plastik çiğnetiyor olabilir. Evet, yanlış duymadın. Sakızın içinde genellikle “sakız bazı” olarak geçen bileşen, ne yazık ki bildiğin plastik malzemelerden oluşuyor. Polietilen, polivinil asetat, petrol türevleri… Bunlar arabanın tamponunda ya da zemin kaplamalarında da var. Şimdi sor bakalım kendine: Gerçekten bunu mu çiğniyorum?

Ağzında Oynattığın Sır: Mikroplastikler Nerede Biter?

Mikroplastik, adı gibi küçük ama etkisi büyük. Sakız gibi plastik bazlı ürünleri her çiğnediğinde, bu parçacıklar ağzında aşınıp tükürüğünle birlikte vücuduna karışabilir. Düşünsene, zararsız bir alışkanlık gibi görünen bu eylem aslında vücudunda görünmeyen birikimlere neden oluyor. Bilim insanları bu parçacıkların bağışıklık sisteminden hormonal dengeye kadar birçok alanda olumsuz etkiler yaratabileceğini söylüyor.

Ve işin kötüsü, bu etki hemen ortaya çıkmıyor. Sessizce, sinsice ilerliyor. Tıpkı görünmez bir düşman gibi…

Sakız Sektörü Ne Diyor?

Sakız üreticileri bu iddialara karşı sessiz kalmayı tercih ediyor. “Gıda güvenliği onaylı” gibi ifadelerle ürünlerinin arkasında duruyorlar ama içeriğin ne olduğu konusunda net bilgi vermemeye özen gösteriyorlar. “Sakız bazı” adı altında sunulan bu gizemli karışım, aslında tüketiciden saklanan koca bir sır.

Çünkü eğer paket üzerinde “plastik içerir” yazsaydı, kaç kişi o sakızı almaya devam ederdi, sence?

Daha Temiz Alternatifler Var Ama…

Doğal reçinelerden üretilen, katkı maddesi içermeyen “organik sakızlar” da var elbette. Ama büyük marketlerde onları görmek zor. Genellikle çevre bilinci olan butik üreticiler tarafından satılıyorlar. Üstelik fiyatları da yüksek. Peki ya neden? Çünkü sağlıklı olan her şeyin daha pahalı olması normalleştirildi bu sistemde. Ucuz olan ise maalesef daha zararlı.

Sakız gibi basit bir alışkanlık bile, kapitalizmin çarkları arasında sağlığımızdan çalabiliyor. Ne ironik değil mi?

Plastik Sakız, Plastik Dünya

Sadece vücudumuza değil, gezegenimize de büyük bir zarar veriyor bu plastik sakızlar. Atıldıklarında doğada çözünmüyorlar, kanalizasyonu tıkıyorlar, sokakları kirletiyorlar. Belediye çalışanları için en zorlu temizlik kalemlerinden biri haline gelmiş durumda sakız lekeleri. Çünkü bu plastik baz, çimento ve asfalta öyle bir yapışıyor ki, kazıyarak çıkarmak bile bazen işe yaramıyor.

Doğada yüzlerce yıl kalan bir plastik, ağzımızda birkaç dakika kalıyor diye gerçekten değer mi?

Şimdi Aynaya Bak ve Sor: Ne Çiğniyorum Ben?

Belki şu an cebinde ya da çantanda bir sakız paketi var. Belki öğleden sonra toplantısından önce bir tane çiğnemeyi planlıyorsun. Ama artık bir farkla: Gerçeği biliyorsun.

Sakız, sadece bir sakız değil. Sakız, sistemin sana yedirdiği bir yanılsama. Tatlı bir yalan. Taptaze bir plastik.

Ve her çiğnediğinde, sadece ağzını değil, geleceğini de plastikle dolduruyorsun. Dilersen değiştir bu alışkanlığı. Çünkü ne yediğini bilmek, değişimin ilk adımıdır. Ve belki de en güçlü protesto, ağzımıza attığımız küçücük bir şeyle başlar.